Google’ın sitenin ana sayfasına yerleştirdiği ‘Özgür ve Açık İnternet İçin Harekete Geçin‘ başlıklı yazıya göz attım. Anlaşılan o ki, tüm dünyayı tepki vermeye, baş kaldırmaya, hükümet liderlerinin gizli anlaşmalarını engellemeye davet ediyorlar. Bir nevi dijital imza kampanyası ile herkesin kendi hükümetine baskı yapması gerektiğini savunuyorlar. Hoş, Türkiye’de bu tarz girişimlerin göz altılarla sonuçlandığından pek haberleri yok. Korku devletinde yaşadığımızın, imza için ayırdıkları 3 satırlık alana isim ve soyisim yazarken duyulan çekingenliği pek hesaba katmamışlar gibi. Neyse şimdi konumuz bu değil…
Google’ın ana sayfasına kadar taşıdığı (- Bildiğiniz gibi çok önemli olaylar olmadıkça ana sayfalarını pek kirletmezler) olay neymiş, neyin nesiymiş diye merak ettim ve ufak çaplı bir araştırma yapmak istedim. İngilizce kaynaklardan zor zahmet çevirebileceğim belgelerle karşılaşmayı beklerken, çoktan Türkçe’ye çevrilmiş aydınlatıcı metinlerle karşılaştım. Ana sayfadaki linke tıkladığımız zaman renkli illüstrasyonlarla hazırlanmış güzel bir sayfa karşılıyor bizi. Google, HAREKETE GEÇİN diyerek tüm dünyayı eyleme davet ederken, neden bunu yapmamız gerektiğini de alt kısımda güzelce anlatıyor.
İnternetin özgür ve açık bir alan olduğunu, hiç bir şirkete bağlı olmadan milyonlarca insanı birbirine bağladığını özetleyen videoların yanında, ITU kuruluşunun, farklı hükümetleri çok tehlikeli bir anlaşmaya davet ettiğini savunuyor. Google, ITU’dan sızan belgelerde, yapılacak anlaşmayla, hükümetlere interneti kontrol etmeleri için gereken yetkileri verecek maddelerin olduğunu belirtiyor. Sansürsüz bir dünya için, özgür ve açık internet için sizi imza vermeye davet ediyor. Attığımız imza ile hükümete baskı yapabileceğimizi, bunun tüm dünyada gerçekleştiğinde ise projenin başarıya ulaşacağını duyuruyor.
(Videolar Türkçe Altyazılıdır)
İşin özeti bu. İran, Rusya gibi ülkelerin örnek gösterildiği videolarda interneti kontrol altına almak isteyen devletlerin hata yaptıkları ve bunun önlenmesi gerektiği söyleniyor. Öyle ki, Rusya’da hükümet karşıtı bir video yayımlamak 2 yıl hapis anlamına gelebilirmiş. İran’ın kendi internet ağını kurarak e-postalara kadar müdehale etmek istediğini zaten biliyorduk. Videoyu izlerken Türkiye’yi de örnek gösterecekler diye çok korktum ancak neyse ki bu korkum boşa çıktı. Hatırlarsanız, yüzlerce internet sitesinin yasaklandığı ülkemizde Facebook bildirimlerinin de kontrol altına alınacağı gündeme gelmişti. Yetkililerce, hükümet veya başbakan karşıtı söylemlerin dozajını aştığı, bunun önlenmesi gerektiği konuşulmuştu. Neyse ki şuan bu kadar ileri gidilmiş değil.
Google bu konuda haklı. Eğer böyle bir anlaşma gerçekten yapılacaksa işin ciddiyeti tüm dünyayı sarmalı. Herkes üzerine düşen görevi yapmalı ve gereken baskıyı hükümetlere dayatmalı.
Unutmamak gerekir ki, internet açık ve özgür bir ortamdır. İnternet hepimizindir.