Steam yılbaşı indirimlerinde alıp geçtiğimiz hafta bir solukta bitirdiğim ‘Brothers’ için bir kaç satır yazmak istedim. Çıktığı günden beri istek listemin zirvesinde yer alan oyun, aksiyon – macera kategorisinde yer alıyor. Starbreeze Studios imzalı Brothers – A Tale of Two Sons isminden de anlaşılacağı gibi iki kardeşin hikayesini konu alıyor. Tabii bu hikayeyi tek bir kelimeyle geçiştirmek oyuna yapılabilecek en büyük haksızlıklardan olur. Öyle ki, oyun ne grafikleriyle ne de şişirilmiş oynanışıyla ön plana çıkıyor. Brothers’ı benim için özel kılan tek yönü kesinlikle hikayesi. Fazla ipucu vermek istemediğimden oyunun hikayesini iki kardeşin hasta babalarını kurtaracak ilacı bulmak üzere çıktıkları tehlikeli bir yolculuk olarak özetleyebilirim.
Babalarının hasta olduğunu henüz oyunun başında kontrol dinamiklerine alışırken öğreniyoruz. Kontrol demişken, oyunda iki kardeşi de biz yönlendiriyoruz. Bu noktada en iyi deneyim için kesinlikle gamepad kullanmanız gerektiğini belirteyim. Sağ analog ile kardeşlerden birini kontrol ederken, sol analog ile de diğerini kontrol ediyoruz. Başlarda sizi zorlayan bu kontrol sisteminin, ilerleyen dakikalarda oyunu benzerlerinden ayıran önemli özellik olduğunu farkediyorusunuz. İki kardeşi küçük bir bulmacayı çözerken aynı anda farklı yönlere götürüp, farklı işler yaptırtmak pek keyif veriyor.
Bulmaca demişken, düşük kalitedeki grafiklerine rağmen itina ile oluşturulmuş harika bir evrende, sizi çok da zorlamayacak bulmacaları çöze çöze ilerliyorsunuz. Babalarını iyileştirecek ilacı bulmak üzere yola çıkan kardeşler sürekli birbirlerine yardım ediyor. Örneğin yüksek bir duvara tırmanırken büyük kardeş eğilip elini açıyor, küçük kardeş de bu ele basıp yukarıya tırmanıyor. Ardından yukardaki bir ipi abisine uzatıp onun da yukarı çıkmasını sağlıyor. Diğer taraftan acıklı bir sebepten dolayı yüzmekten korkan küçük kardeşe yüzerken abisi yardım ediyor. Oyun boyunca bu tip bir çok engeli birlikte aşan kardeşleri sizin kontrol ediyor olmanızın bıraktığı tat gerçekten çok farklı.
Bu denli kaliteli bir yapımın can sıkan tek noktası ne olabilir ? Elbetteki oynanış süresi. Oyunun tamamını 3-4 saatte bitirebiliyorsunuz. Yapımcılar oyunu tasarlarken ‘şöyle bir şey yapalım da tutarsa biraz daha uzatır ikinci bölümünü çıkartırız’ demiş olmalı ki oyunda taş çatlasa 5 saaat geçirebiliyorsunuz. Farklı bulmacalar oluşturup hikaye biraz daha uzatılsaymış , Brothers bağımsız oyunlar arasında bir başyapıt olabilirmiş. Hoş, bu haliyle bile yılın bağımsız oyunları içinde ilk dörde girer. (Evet beş değil, dört.)
Grafikler için iyi demek, gerçekten iyi grafikli oyunlar için büyük haksızlık olur. Ancak oyun içi grafiklerde yüksek teknolojiden faydalanılmaması, atmosferin doğru yansıtılmadığı anlamına da gelmiyor. Yapımcılar gerek karakter, gerekse mekan çizimlerinde gayet başarılı bir iş çıkartmışlar. İsveçli müzisyen Gustaff Grefberg’in imzasını attığı müziklerde ayrı bir yazı konusu doğrusu. Müzikler duygu yüklü sahnelerden heyecan dolu aksiyon sahnelerine, oyunun her anında sizi atmosferin içine çekiveriyor.
Hikaye çok kısa olsa da, eğlence dozunu tavan yaptıran bu harika oyunu mutlaka oynamalısınız. 3D destekli bir monitör/TV’niz varsa oyunu 3D olarak da oynayabilirisiniz. Öyle görülüyor ki oyunun bir çok sahnesi de 3D için özel olarak tasarlanmış.
Steam’de 15$’a satılan oyunu takip edip ilk indirimde satın alın. İki kardeşin duygu yüklü hikayesine siz de ortak olun.
İyi oyunlar.