04 Ocak 2016

LG 42LF650V İnceleme

Geçtiğimiz hafta yaklaşık 12 yılldır kullandığımız Vestel 87 ekran tüplü televizyonun su kaynatması ve servisin onarımı için 200TL’lik bir fatura çıkartmasının ardından yeni televizyon arayışlarına girdim. Televizyonu benden çok annem ve babam kullanacağı için 3D ve smart özelliklerine ihtiyacım olmadığını düşünüyordum. Bu filtreyi araştırmalarıma uyguladım ancak pek de başarılı olamadım. Süreç sonunda, ‘biraz daha fazla verelim, doğru düzgün olsun’ söylemleri eşliğinde, LG 42LF650V modelini satın almış olduk. SAMSUNG UE 40JU6070 modelini de çok düşündük ancak gönlümüz LG’den yana oldu.

Daha önce LG 42LA660S modelini abim için satın almıştık. Ara ara iki modeli kıyaslamaya da çalışacağım.

Televizyonu 20.12.2015 tarihinde Vatan Bilgisayar’dan satın aldım. TV kutusunu LG servisi getirdi ve kutu açılımı ile kurulumu onlar yaptı. Benim için dünyanın en ağır televizyonu olan Vestel 87′ tüplü canavarı kapının önüne koymamda da yardımcı oldular. Ufak piksel testleri ve TV hakkında ettiğimiz sohbetin ardından gittiler ve ben de başladım kurcalamaya…

Kutudan neler çıktı?

• Köpük: Artık bolca köpüğümüz var.
• TV Paneli
• TV ayakları: Televizyonu duvara asmayacak kişilerin, bir zeminde sabit tutabilmelerini sağlayacakları ayakları kutudan çıkıyor. 42LA660S’in ayaklarının çok daha güzel olduğunu söyleyelim. LF650V’de ayaklar ikiye bölünmüş, kenarlara yaslanmış ve daha sade bir görünüme kavuşmuş. Görünüm açısından benden eksi not aldı. Kullanım konusunda ise LA660S’e göre daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Ayakların iki yana taşınması, TV altının daha kolay temizlenebilmesini sağlamış. Ayrıca yükünü taşıdığı paneli köşelerinden salladığınızda televizyon dans etmiyor; daha sağlam durduğunu hissediyorsunuz.
• Kullanım kılavuzu, garanti belgesi, servis listesi
• Kumanda: Magic kumanda çıkmıyor. LA660S’te çıkıyordu. Bu sayede bir akıllı televizyonda normal (magic olmayan) kumanda kullanma fırsatım da oldu. WebOS’un arayüzünde normal kumanda ile neredeyse hiç zorlanmadım. Kumanda okları ile TV’yi yönetirken zorlandığım noktalar; sanal klavye ve herhangi bir uygulamayı sağ üst köşedeki çarpıya basıp kapatmak oldu. Neyseki kumanda da aynı fonksiyonu taşıyan ‘Exit’ ve ‘Back’ tuşları vardı ve çarpı ile çıkma konusunda yaşadığım problemler yok oldu. Sanal kılavyeye bir çözüm getiremedim. Kablosuz bir klavye satın almadan da getirebileceğimi düşünmüyorum. Bunların dışında kumandanın eksi hanesine yazabileceğim bir diğer şey ise uzun olduğudur. Yıllar içinde yalama olma ihtimaline rağmen sürgülü tasarım kullanılabilirdi.
• Kablo toplayıcı: Plastik, yaklaşık 10cm uzunluğunda, ucundaki sivri girişi üzerindeki yuvarlak deliklere takarak kullanabileceğiniz bir kablo toplayıcı. TV’ye fazlaca kablo bağlıyorsanız ve arkasındaki görünümün dağılmamasını istiyorsanız kullanabilirsiniz. Ben uğraşmadım 🙂
• 2 adet kalem pil: Kumanda için.
• 2 adet 3D pasif gözlük: Plastik. Hafif. Siyah ve Beyaz. Epey iş görüyor.

Kutudan neler çıkmadı?

• Askı aparatı: Vestel’in hediye ettiği duvar askı aparatını LG hediye etmiyor. Ayıp. 🙂
• Magic kumanda: Smart TV’ler için daha kullanışlı olduğunu düşünüyorum. LA660S’ten çıkmıştı. Bundan çıkmadı.
• Dual Play gözlükler: Oyun konsollarında aynı ekrandan iki farklı gözlük ile iki farklı görüntü elde edilmesini sağlayan teknolojiyi kullanabilmek için gerekliler. Neyseki LA660S’ten kalanları hala saklıyorum.

WebOS

Televizyonu WebOS v04.00.15 sürümü ile kullanmaya başladım.  LG, 42LA660S’ten tanıdık olduğum berbat işletim sistemini kullanmaktan vazgeçtiğini gördüm. WebOS ile daha akıcı, daha kullanışlı ve bana daha güzel görünen bir işletim sistemine geçmişler. En son da 24 Eylül 2015 tarihinde güncellenmiş. Bir web tarayıcısı, uygulama mağazası ve içinde gömülü gelen farklı uygulamaları var. Bu uygulamalar arasında da smart share başta geliyor. Web tarayıcısının ‘sekme’ desteği varken flash desteği yok. Tarayıcı ‘tam ekran’ modunda kullanabiliyoruz. Tam ekrandan çıkmak için, ekranın üst bölümünde kocaman boyutuyla beliren ‘tam ekrandan çık’ tuşuna basmak yeterli oluyor. Çizimi basit siteleri sorunsuz görüntülerken; animasyonlu, bolca görsel geçişleri olan web sitelerini düzgün görüntüleyemeyebiliyor. Web tarayıcısını normal (magic olmayan) kumanda ile kullanmak epey zor oluyor. Otomatik tamamlanmayan metinleri sanal klavyede düzgünce yazabilmek ciddi emek istiyor. Biraz alıştıktan sonra hız kanabilsem de bu konudaki homurdanmalarım bir türlü dinmedi. Flash destekli video oynatıcıları çalıştırma konusunda başarılı olamadım. Online dizi, film seyretmeye çalıştım ancak bir çok site flash desteği istediği için izleyemedim. ‘Şu sitede problem olmamalı’ dediklerinizi yorum olarak yazabilirseniz hızlıca deneyip sonucu yazabilirim.

WebOS ana ekranını üç ayrı bölüm halinde düşünebilirsiniz. Yatay sıralanmış simgelerin en sol grubunda son çalıştırdığınız uygulamalar dizilirken, orta alanda favoriye aldıklarınız (ön sıraya taşıdıklarınız) diziliyor. En sağ grupta da diğer uygulamalarını var. Ekranın ennn sağına gittiğinizde ise düzenleme menüsüne geçmiş oluyorsunuz ve tüm simgelerin yerini değiştirebiliyorsunuz. Yerini değiştirme, kaldırma vb fonksiyonlara ufak animasyonlar eklenmiş. ‘Splash’ ile ifade edebileceğim animasyonları ilk gördüğümde takıldıklarını düşünmüştüm. Sonradan anladım ki ‘takılıyor’ dediğim kısımlar aslında animasyonun birer özelliğiymiş.

WebOS içinde, kumanda üzerindeki bir tuş ile de gidebildiğimiz, bir yardım menüsü bulunuyor. Renkli ve cicili hazırlanan bu menüde WebOS için çeşitli kılavuzlar bulunuyor. Bu tarz televziyonları biraz kullanabilen kimselere takıldıkları noktalarda yardımcı olacaktır. Diğer kişiler için ise son derece gereksiz ve yer kaplayıcı! Ayrıca o sayfanın aslında şu sayfayı görüntülediğini düşünüyorum.

Genel olarak düz ve farklı renklerle tasarlanmış olması televizyonun görünümüne dahi etki ediyor. Uygulama menüsünde rengarenk simgeler içinde gezinmek insanın hoşuna gitmiyor değil.

Ayarlar

İki farklı ayar menümüz mevcut. ‘Hızlı ayarlar’ ve ‘normal ayarlar’. Hızlı ayarlar için kumandadaki ayarlar düğmesine basıyoruz ve ekranın sağ tarafında dikey hizalanmış birden fazla simge görünüyor. Bu simgeler şu işe yarıyor:

•   Resim Modu seçenekleri:  Canlı, standart, eco-aps, sinema, spor, oyun, fotoğraf.
•   Ses Modu seçenekleri: Standart, sinema, haberler, spor, müzik, oyun
•   İzleme Oranı seçenekleri: 16:9, 4:3, 14:9, tam genişlik, yakınlaştırma, sinema yakınlaştırması
•   Uyuma Zamanı
•   Ebeveyn Kilidi
•   Gelişmiş Ayarlar

Resim modlarından ‘canlı’, görüntüye gereğinden biraz daha fazla parlaklık basıyor. Kimi görüntülerde bu güzel görünürken, kimi görüntülerde, özellikle çok aydınlık olanlarda, berbat görünüyor. Benim için ideal ayar ‘standart’ oldu.

Gelişmiş ayarlardan da kablosuz ağ ayarları, güncellemeler gibi bir çok ayarı yapabilmek mümkün.

Uydu alıcısı

Dahili uydu alıcısı oldukça başarılı. LA660S’de berbat bir alıcı, rezalet bir yazılımla birleştirilmişti.  LF650V için işler tersine dönmüş görünüyor. Belli ki uydu alıcısı kalitesinde artış olmuş. WebOS ile birleşince de alınan güzel sonuçlar üçe katlanmış. Bir kanaldan diğerine geçiş hızı bir saniye kadar sürüyor, daha fazla değil. Kumandadan bir numaraya basarak, o numaraya ait kanala zıplayabiliyoruz. Bu zıplayış anlık olmuyor. Örneğin ‘5’e bastığınızda, 5 numaralı kanal sol üstte beliren bir kısa listede vurgulanıyor. Yarım saniye beklediğinizde 5 numaralı kanal açılıyor. Beklemeyip aşağı-yukarı yaparsanız; 2,3,6,7 gibi kanal numaralarına geçiş yapabiliyorsunuz.

Kanal sıralarını düzenleyebilmek elbette mümkün. Sıralama işlemini bir ayar sayfasında rahatça yapabildim ve sorun yaşamadım. İnternette okuduğum kadarıyla kanal sıralarının kayması, bozulması gibi problemler oluşabiliyormuş. Ben böyle bir sorun yaşamadım. Kanal düzenini ayarladıktan sonra, tüm listeyi bir flash diske yedekleyebiliyoruz. Sanıyorum bunun için LG’ye değil WebOS’a teşekkür etmeliyiz.

Dahili uydu alıcısı ile en ufak bir sinyal ya da görüntü kaybı yaşamadan saatlerce televizyon seyrettim. Benden tam not aldı 🙂

Genel izlenimler

TV paneli ‘acayip sağlam’ hissi vermiyor. (Benzer fiyattaki televizyonların hiçbirisi bu hissi vermiyor.) Elinizle dokunduğunuzda en ufak bir darbede bozulacakmış gibi hissediyorsunuz. HD görüntü kalitesi için genel bir şey söyleyebilmek çok zor. Gerçek bir bluray film de HD, uyduruk bir MKV medya dosyası da HD. Kalite ne izlediğinize göre değişiyor. Sorunuz ‘indirdiğim 6-7 gb’lık mkv’leri problemsiz izler miyim?’ ise, evet izlersiniz. Görüntü kalitesi de sizi doyurur.

Medya dosyası demişken, Mpeg 1 (VCD), Mpeg 2 (DVD),  Mpeg 4  ya da h264 formatlarını hiç bir sorun yaşamadan izleyebildim. (DVD hadi neyse de ‘VCD’ nedir arkadaş dediğinizi duyar gibiyim. Çeşit olsun diye yazdım 🙂 ) Seagate Backup Plus 1TB ile bir çok .mkv dosyasını en ufak bir problem yaşamadan çalıştırabildim. Mkv’de gömülü ses dosyaları ve altyazılar arasında geçiş yapabildim. Ayrıca harici altyazı dosyalarını da problemsiz görüntüleyebildim. Altyazıların rengini, konumunu ve büyüklüğünü de değiştirebildiğimi belirteyim. Medya dosyalarında hoşuma giden bir özellik, izlerken yarım bıraktığım videoları (örneğin bir film), harici diski söküp yeniden takmış olsam da, kaldığım yerden izleyebiliyor olmam oldu. 1TB harici diskin dışında, 16GB Sandisk flash bellek ile de film seyrettim. Diğer marka bellekler ile de problem yaşayacağınızı düşünmüyorum.

Ses konusunda belirtmek istediğim ilk şey, cihazın DTS lisansına sahip olduğu. İzlediğiniz medyada DTS özelliği varsa, bunun tadını sonuna kadar çıkartabilirsiniz. LA660S ile karşılaştırdığımda 2.0 hoparlör beni üzmüş olsa da, tek başına bir model olarak tecrübe ettiğimde son derece yeterli bir ses sistemine sahip olduğunu söyleyeyim. (Bir Vestel televizyonu çok rahat üçe katlar. Sol ve sağ olmak üzere 10W+10W hoparlör bulunuyor.)

Televizyonu genel hatlarıyla ancak bu kadar anlatabildim. Umarım faydalı olmuştur. Tüm özelliklerini derinlemesine inceleyecek vaktim olmadı maalesef.  Bahsetmediğim özelliklerini kullanmaya başladıkça yazıyı güncellemeyi düşünüyorum. Herhangi bir sorusu olan yorum olarak belirtirse hızlıca yanıtlamaya çalışırım 🙂